Balkabağım benim:)

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Üçüncü dişimizzzz ve devamı aşkla gelen ANNELER

(19 Haziran,Atakule nikah salonu, Fatih çektiğinden tabiki resim bulanık:) )

28 Mayıs itibari ile üçüncü dişimiz de çıktı, sol üst...Bu yazıyı erken kaydedip geç yazdığımdan öyle güzel uzadı ki dişi anlatamam. Ama ne garip ki, ikinci dişten sonra çıkmasına rağmen üst dişi daha çabuk uzadı Barış'ımın.
Ve o anneler yok mu, içime işleyen, kalbimi sarıp sarmalayan, oğluma her seferinde daha da aşkla bağlanmama neden olan... öyle güzel anne diyor ki, al kalbimi diyorum AL, böyle mi olur:) Hayal ederdim ama bu kadarını edemezmişim. Ben Barış'ın annesiyim, var mı ötesi... Hele son zamanlarda bir vurguyla anne deyişi var ki, sonunu uzatarak anneeee diye...

Neredeyse artık baba demeyi unuttu :))) hep anne hep anne :)))))))

18 Haziran akşamı uyuttum bir - bir buçuk saat sonra uyandı, ellerim doluydu yanına gidene kadar (çok değil belki 15 belki 20 saniye) ağlamayı artırdı, bir baktım ki ANNE diye ağlıyor, yatağında benim tarafıma doğru ayağa kalkmış ellerini uzatarak... ahhhh kıyamam benim bitanem... biriciğim, kuzucuğum...kıymetlimmm...sen varsın diye dünyam daha aydınlık, sen varsın diye herşey daha anlamlı....iyi ki varsın, seni çok seviyorum be oğlum...

27 Mayıs 2011 Cuma

AN-NE

(15 Mayıs, iki büyük aşkım)

Ahhh ahhh en önce yazacaktım ama tam da emin olamayınca yazamıyor insan. Barış dün işten geldiğimde ve beni görüp kucağıma gelmek istediğinde, kucağımda yüzüme bakıp gülümseyerek bana evet sadece bana annn-nneee dedi. Tabi öldüm ben:)))

Zaten 2 haftadır başındaki "a" harfi çok belirgin olmasa da nnnnneeee diye bana sarıldığında ya da paçamdan çekiştirip ağladığında ya da alakasız birşey yaparken an-ne gibi sesler çıkardığında bu annenin yakında geleceğini hissediyordum ama, dünkü bambaşkaydı. Hele o gülüşü yok mu, beni mutlu edeceğini bilir bir tarzda söyleyişi...

Annnemmmmmm her nekadar sonrasında söylemesende ve baba gibi dolu dolu olmasa da(çünkü babasına resmen hayran ve baba baba diye peşinde) beni çok mutlu ettin kuzucuğum... sonrasını heyecanla bekliyorum:)

ikinci dişimiz



Resimler 13 Mayıs, ilk resimde dişi de görünüyor:) Kafamıza bişey koyup düşürünce Barış çok seviyor:)
15 Mayıs, yakışıklı oğlum benim, maşallah
Yazamadım araya babamın rahatsızlığı, 19 Mayıs tatili falan girince merasimle çıkardığımız için yine heyecanla beklediğimiz ikinci dişimiz 18 Mayıs Çarşamba günü çıktııııı..... İlk diş 6 Nisan'da çıkınca ve ikinci de bir türlü gelmeyince bu ikincisi de ayrı bir sevinç yarattı. Gerçi ben bahaneye bakıyorum, herşeye sevinmek için.
Diğer dişleri de kabarık kabarık kuzucuğumun ama umarım her birinin arası böyle 1,5 ay olmaz. Hani diyorlardı, biri çıkınca hepsi arkasından çıkar merak etme.. merak ettiğimden değil de bizim oğlanın herşeyi böyle merasimle:) göbeğini de taaa 15 gün sonra düşürmüştü:)
Seni de dişini de o kara gözlerini de yerim annem benim...."sen nasıl bişeysin böyle, masaldan mı geldin doğru söyle, ben nasıl vuruldum böyle"(Kenan Doğulu'nun en sevdiğim şarkılarından biri ve ben ara ara Barış'a söylerim, evet masaldan geldi, kahramanım benimmmm)

9 Mayıs 2011 Pazartesi

15.ay kontrolümüz

(Murat hocayı beklerken, odasında, 7 Mayıs)


07 Mayıs 2011 Cumartesi günü doktor randevumuz vardı.15 aylık oğlum artık 82,5 cm boyunda ve 10.590 gr ağırlığında...




Boyumuz %90'lık dilimde yani (21-24 aylık çocuk boyunda) dedi doktorumuz, kilo alımımız hep yavaş ve düşükken şimdi %50'lik dilimdeymiş yani normale dönmüş gibi dedi, orta karar..Genel muayeneden sonra da "maşallah durumu gayet iyi" dedi. Dişlerine baktı, "Diğer dişleri de yer etmiş gelecek" dedi.




Merdiven çıkıp çıkmadığını sordu, çıkabildiğini, kanepelere, sandalyelere puflara tırmandığını söyledim. Bu dönemde 15 kelime konuşması gerektiğini söyledi, tam sayamadım ama o kadar var dedim. Bu dönemde kesinlikle televizyon izletmememiz gerektiğini, bakıcıyı da bu konuda kesin dille uyarmamız gerektiğini söyledi. Zira bakıcımızı uyarmama rağmen ani ev baskınlarında televizyon açık yakalamıştım. Biz de eve gelince Barış'ın izlemesine engel olarak(ya da olduğumuzu sanarak) televizyonu açıyoruz çünkü. Reklam tanıyor mu dedi hoca evet 118 80, 118 33, molfix deyince, o zaman bu çocuk televizyon izliyor dedi. Allah korusun televizyon izletmek otizme neden olur, bunun teşhisi 18 aylıkta ortaya çıkar, 2 yaşından önce kesinlikle televizyon yasak dedi. O günden beri bakıcımızı da sıkı şekilde uyardık(gerisi vicdanına kalmış umarım açmıyordur) biz de eve geldikten sonra Barış uyuyana kadar kesinlikle televizyon açmamaya başladık, çok da rahat ettik. Zaten çocuğunu az görüyorsun, birlikte olduğun kısacık vakti her ne kadar tv'ye bakmasan da %100 çocuğuna veremiyorsun, aklın takılıyor, gözün takılıyor. Ama şimdi kesinlikle öyle bir şey olmuyor... böylesi çok daha güzel, hoca sonuna kadar haklı..




Yine ben de aklıma takılanları sordum.Mesela neden bize multitab denilen vitamini başlatmadığını? Biz Murat Hocaya 4 aylıktan sonra başladığımız için ve bu dönemde zaten d-vit kullanmaya başladığımızdan başka bir vitaminle başlayanlara değişiklik önermiyormuş. Multitabda da D vitamini varmış, ama ekstra vitaminler de varmış. Bu ekstra vitaminlerin ise yararları %100 kanıtlanmamış, yani almamış olmamızın herhangi bir kaybı olmazmış. D-vit de ise D vitamini oranını biraz fazla buluyormuş ama bunun da zararı kanıtlanmamış.




Yine diş çıktığından florürsüz macunla diş fırçalamaya ne zaman başlarız dediğimde, diş fırçalama 2 yaşından sonra ama önce macunsuz 2,5 yaşından sonra ise normal macunla dedi.




Balık yemediğinden bahsedince de, balık ilacı verdi, henüz başlamadık bir umut haftada bir yer mi acaba diye ama bizimkisi yememede kararlı, mecburen ilaca başlayacağız.




Geceleri sürekli kalkması da anne sütü aldığı müddetçe devam eder dedi. Kilo alımı yavaşlasaydı anne sütünü bırakma sözkonusu olabilirdi ama 2 yaşına kadar emmesinin doğru olduğunu, bu süreçte odasını ayıramama konusunu çok da kafama takmamam gerektiğini söyledi.




Günlük en az 400 ml süt ve süt ürünü almasına(bu da 2 su bardağı süt ve süt ürününe denk geliyor) her gün 1 yumurta büyüklüğünde et yemesine, haftada en az 1-2 kere balık yemesine dikkat etmemiz gerektiğini söyledi.


Gece uykusunda emme dışında birşey kabul etmemekle birlikte, normal süt içmeye yavaştan başladığından gece uykusunda biberonla süt vereyim mi soruma da 2 yaşında emzik ve biberon kullanımını bırakması gerektiğinden bence gerek yok, ama istiyorsan yap ama bir de onu bırakmayla uğraşırsın dedi. Barış biberon falan almaz gerçi..Şimdilerde yatmadan süt içirmeye çalışıyorum. Onu da bazen hiç almıyor, bazen bir kaç yudum, bazen de en fazla yarım çay bardağı... Böyle böyle alışmaya çalışacağız süte,umut ediyorum, umut fakirin ekmeği:)




Başka ayrıntılar konuştuysak da ana hatlar kısaca böyleydi ve 18.ayımızda tekrar görüşmek üzere doktorumuzun yanından ayrıldık...