Balkabağım benim:)

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Bayram tatili-Yazlık-Antibiyotik-VEE BARIŞ TEK BAŞINA YÜZDÜ

Bayramda denize nihayet girebilecek olmanın mutluluğu ile yazlığa gittik. Kayınvalidemler de orada olacağından rahat bir tatil olacağını düşünüyordum, sağolsunlar gerçekten de öyle oldu. Çünkü Barış gibi ziyadesiyle hareketli bir çocuğa sahipseniz, fazladan bir çift göze, bir çift kulağa ihtiyaç duyuyorsunuz..bu göz ve kulaklar biraz daha artarsa daha da iyi oluyor gerçi:)

Neyse, halamızı da alıp Ankara'dan Antalya'ya gittiğimiz araba yolculuğumuz korktuğum gibi geçmedi, eline tutuşturduğum yiyecekler, çubuk kraker, salatalık, fındık vb. ve sürekli ona bişeyler anlatmam ve tabi ki halanın varlığı yolculuğun rahat geçmesini sağladı. Abartısız şekilde söylüyorum Antalya'ya varana kadar belki 50 kere anne nereye didiyoz? baba nereye didiyoz? hala neyeye didiyoz? arka arkaya değil, muhtelif zamanlara yayarak. "Antalya'ya gidiyoruz oğlum", "Antalya'ya didiyoz"... 10 dakika geçmeden tekrar, aynı ritüel dönüşde de tekrarlandı tabiki... ve tabi tatilde en çok sorulan soru "ANNE O NE?"  opel oğlum "PELLL", "ANNE O NE?" citröen berlingo" SİTRÖEN DİNDANGOOO" ANNE O NE, FORD, FOOORTTT" bir de uzatarak söylüyor. Tam tersi yapıp ben sorunca da hepsini teker teker sayıyor. Mercedes, BMW, Hondaaaaaa... bütün arabaları öğrendi neredeyse....Gerçi Ankara'da garajdan eve çıkana kadar sıralı bütün araçları sorduğundan tecrübe sahibi ama tatilde site büyük ve arabalar da dizi dizi olduğundan bana da fenalık geliyordu arabalardan:) Bir de mutlaka yazmalıyım , hala bu ne demiş, halası da arabayı örttüklerinden forda benziyor demiş. Ford görünce bir ara sürekli, bu ne Barış diyorsun, FORDA BENZİYOO diyordu.

Biraz önce telefonda konuştum, garajda bisiklete bindiğinden, şimdi yoğurt yediğine, suları boşaltıp oynadığına kadar herşeyi anlattı.

Tatile gitmeden önce burnunu üstünde, ağız çevresinde sivilce benzeri birşeyler çıkmıştı, her gün çıkan ertesi gün sönüyor yenisi çıkıyordu. Ben de emzik yapmıştır sanıyordum. Tatilde bu çıkan şeyler bildiğin koca koca sivilcelere döndü. Artık tatilin ortasında çarşamba günü Barış'ı Manavgat Devlet Hastanesine götürmek zorunda kaldık. Çocuk doktoru mikrobik bir şey, antibiyotik olmadan geçmez hem ağızdan kullanacağı antibiyotikli şurup ile hem de çıkan şeylerin üzerine sürülecek antibiyotikli krem verdi. Doktordan emin olamadığımızdan cildiyeciye de gösterdik, o da aynı kremi verince kullanmaya karar verdik. Artık denize de girmesin denizler temiz değil deyince Barış'ın deniz tatili 3-4 gün sürmüş oldu.

Kolluklarla da olsa Barış kendi başına YÜZDÜ:) Tatilin en önemli olayıydı bu. Kollukları takmak istemese de, denizde olmaktan büyük zevk aldı. Hatta bir ara anne kollukları çıkart, karşıdaki gemiye yüzücem(gemi dediği de küçük bir motor) deyip duruyordu. Ve denize fütursuzca koşuyordu, tehlikenin farkında olmadan. 
Emzik illa ki:) 19.08.2012


Bahçeye havuz şişirip koyduk, nefesimiz tükendi Fatih'le, ama iyi oldu:) 19.08.2012

Bayramlığı..yine vantilatörle haşır neşir:) 19.08.2012

Denize giderken..akşamüstü..19.08.2012

hep denize koşuyor, tutabilene aşkolsun..19.08.2012



20 Ağustos 2012 - BARIŞ TEK BAŞINA İLK KEZ YÜZDÜ, HEYOOOO:)))


24.08.2012