Balkabağım benim:)

30 Ekim 2010 Cumartesi

hoşgeldin bebeğim hayatımıza, iyi ki geldinnnn...


5 Şubat 2010 saat 20.16.

Ve "BARIŞ" doğdu.

Hamileliğimin 39+0 haftasında, bir Cuma akşamı geldi oğlum. Aslında eli kulağında her an doğumu bekliyorduk ama, yine de herşey o kadar hızlı gelişti ki, aileler bile yetişemedi doğuma girişimize.


Şubat tatili olduğundan ablam oğlanlarla Ankaraya gelmişti, özellikle tatilin ikinci yarısında Ankara'da olmak istemişti ki, doğum olursa yanımda olmak için, abim de aynı zamanda gelmişti, herkes benimle birlikte doğumu bekler olmuştu. Normal doğum istediğimden belirsiz bir zamanı beklemekteydik. Ablamın 'inşallah biz buradayken doğurursun da, ben de yanında olurum' demeleri boşa çıkmadı. Oğlum hem teyzesi hem de dayısını görmek için tam onlar gitmeden önce doğdu. Herkes yanında olsun ister gibi.

Son bir kaç gündür belimde gece özellikle sabaha karşı regl sancısına benzer ama çok da şiddetli olmayan bir ağrı geziniyordu. Gündüzleri de kasılmalar vardı, çok şiddetli olmasa da sarsıyordu. Geceleri de yatamaz olmuştum. Taş gibi oluyordu karnım. Nefes almalarım da gittikçe zorlaşmıştı. Zaten bacağıma dayanılmaz kalçadan başlayan ağrılar da girmişti son bir hafta kala ama sonra biraz düzelmişti. Doğum çok yaklaşmış heran başlayabilir düşüncesi vardı bende ama, yine de bilinmezlerle dolu bir süreç olduğundan hazır hissetmek mümkün değildi sanki.

Ablam ve abim annemlerde olduğundan Fatih her gün sabah beni annemlere götürüyordu. Ama akşamları da alıyordu ki ne olur ne olmaz gece doğum olursa birlikte olalım diye.Ama evde oğlanlarla zaman geçirmek benim için bayağı zordu. Özellikle Perşembe günü Berke'nin ödevlerini yapalım diye 1 saatten fazla masada oturunca resmen doğuracağımı sandım, o kadar kasıldım ve ağrım olmuştu ki. En son 30 Ocak Cumartesi doktor kontrolüne gitmiştik ve herşey normal seyrediyordu.Normal doğum istiyorduk. O kadar hamile yogalarına gitmiştim, boşa mı gidecekti yani :) (boşa gitttiiii:) Neyse, ama Şubat ayına girmemizle birlikte bende de doğum belirtileri görülmeye başlamıştı.


5 Şubat 2010 Cuma günü Fatih beni 9.00 gibi bıraktı annemlere.Saat 12.00 gibi benden açık kahverengi gibi bir leke geldi. Anlamadım, nişan olsa pembe olmaz mı diye, annemle ablama gösterdim, nişan bu dedi annem. Ben de oğlanlarda önce nişan geliyordu dedi. Önce Fatih'i aradım. O da çok heyecanlandı, doktoru ara hemen sonra da bana haber ver dedi. Doktorumu aradım, nerdesin dedi, Batıkenteyim deyince hemen atla gel ben bir bakayım dedi. Fatihe haber verdim. Gelip beni aldı, heyecan içinde Gata'ya doktorumun yanına gittik. Bu arada evden çıkarken Berke'nin 'teyze gelecek misin, bana döner getirsenize' diye bizi sıkboğaz etmesi de ayrı bir komediydi.

Gata'ya gidince doktorum beni önce alttan muayene etti. Açılma yok dedi ama farkında değil misin keseden su sızmaya başlamış dedi. Ben de 'hiç farketmedim' dedim. NST'ye bağladı 10 dakika. Henüz fazla bir kasılman yok ama hastaneye yatışını yapalım akşam ben gelene kadar kontrol altında tutul, kasılmalarına da bakalım dedi. Biz de bunun üzerine eve gidelim bavulumuzu alalım, duşumu alıp öyle gideyim dedi. O zaman doktorum da bana ' ooo bavulunun arabada olması gerekirdi' dedi.

Neyse çıktık eve geldik hazırlandık. Makyajımı da yaptım, hastaneye gidiş fotoları da çektirdim Fatihe ve Fatihle de.. Yola koyulduk..

Tam ne olduğunu anlamadığımız için rahattım açıkcası, korku yoktu. Hastaneye yattım annemleri aradım. Ama gelmeyin dedik herkese, daha ne zaman doğumun olacağı belli değil, şimdilik NST'ye bağlı doktorumu bekliyorum. Akşam doktor gelince ne olacağı belli olur, o zaman gelirsiniz dedik. O arada Ayşan geldi, Faruk geldi.


Doktorum saat 19.00 gibi geldi. Attan muayene etti, bebeğin başı hala yukarda yerleşmemiş ve sadece 1,5 cm açılma var dedi ve başladı anlatmaya. Canan dedi. Senin kasılmaların arttıkça bebeğin kalp atışları da düşüyor.Hatta bi ara o kadar çok düştü ki, gelecektim ama sonra normale döndü. Ama senin kasılmaların 80'e 90'a çıktıkça, bebeğin kalp atışları 130*140 olması gerekirken 90'lara kadar düştü. Bu yüzden bebek ya kordona dolanmış ya da kordona yakın. Sana suni sancı veririm açılma olsun diye ama o zaman da apar topar sezeryane almamız gerekir dedi. Yani sezeryanla almamız gerekiyor, dedi.Ben de tamam hocam, siz nasıl diyorsanız dedim. O da 'Hayır sen çok normal doğum istiyorsun ya, o yüzden açıklıyorum' dedi. Bi de 'getirin dedi, NST sonuçlarını almış eline açıklıyor. Ben de ' hocam siz ne diyorsanız o,' yani o durumda hem de böyle birşey duymuşken(doğru ya da değil) normal doğumda nasıl ısrar edebilirdim ki, çocuğumu riske edemem ben dedim. Siz nasıl uygun görüyorsanız....

Hemen almamız gerekiyor dedi. Suyun da sızdırıyor. Vajina yolundan bebeğe mikrop bulaşabilir, hemen alalım dedi ve hemen anestezi doktorunu çağırdı. Ben de o arada ablamı arayıp haber verdim. Anestezi doktoru o kadar çabuk geldi ve bana o kadar çabuk iğne yaptı ki, ben o ara 'annemi arayayım' dedim. Epidural takılsın odaya tekrar döneceğiz dedi hemşireler ama epidural takıldıktan sonra bi baktım ki beni asansöre doğru götürüyorlar. Aman Allahım o da ne. Bende bir telaş 'eşim, eşim nerde benim, eşim olmadan asansöre binmem ben.' Doktorun sesi 'eşini çağırın' ben tekrar 'Fatih kamerayı da al'

Bir telaş Fatih geldi, o sırada Nihanla Korayı da gördüm iki ara bir dere. Asansördeydik. İndik ameliyathaneye. Herşey o kadar hızlıydı ki, ne olduğunu anlamadım. Bu sefer de Fatih nerdeye takıldım. Giydirip getirecekler yanına dedi anestezi doktoru ama bayağı uzun sürünce iyice telaşlandım,ama yine de çok rahatım, kollarımı bağlıyorlar prosedür öyleymiş, ben de diyorum ki 'niye bağlıyorsunuz, kaçarım diye mi he he he'..neyseki sonunda geldi Fatih. Ve doğum başladı.

Doktorum geldi. Canan nasıl, hissediyor musun yapılanları dedi. Hayır dedim. Korku vardı, ya kesildiğimi hissedersem. Netice de ameliyat. Doktorumdan bir ses -Canan sen spor mu yaptı?' ne alaka, kesildiğim yerden -şey evet siz izin vermediniz ama ben yogaya gittim' - yok yok öyle değil, eskiden spor mu yapıyordun? -yoooo -Karın kasların çok gelişmiş de... Ya bu kadar olur, hep karnın düz derlerdi de anlamazdım. Meğer doktor onaylı, karın kaslarım bayağı iyiymiş .(eskiden :(((

O an tarif edilmez. Bir boşalma... Resmen içimin boşaldığını hissettim. Hatta söyledim, resmen içimden bir ağırlık alınmış, içim birden boşalmış gibi oldu, hissettim. 'Amaannn' dedi doktor, 'baba da kendine benzetmiş'. Bir ağlama sesi, veee gördüğüm bir çift ayak önceee... Bir tuhaf, bir anlatılmaz, bir kelimelere dökülmez bir şey işte... Bu canlı birşey ve benim oğlum. Ben doğurdum. İnanılmaz, tarif edilmez, kelimeler yetersiz,nasıl anlatsam ki, bir muzice....

Ağlamaya başladım. Önce hortumlarla bişeyler, sonra sarıp sarmalamalar.Anestezi doktorum çok güzel maşallah deyip bişeyler anlatıyordu ama pek de dinleyemiyordum. Ama bana getirmelerini beklerken anestezi doktorum hey nereye götürüyorsun getirsene anneye dedi. Şapşal kız almış oğlumu bana göstermeden götürecek, neyse getirdi. Kokladım bi, bi daha uzatın dedim, öptüm bi....Şaşkın, anlatılmaz hisler içinde, OĞLUMLA tanıştım. Saat 20.16

Öyle heyecan içinde, öyle umutlarla bekledikki seni oğlum, iyi ki geldin, hoşgeldin....