Balkabağım benim:)

20 Mart 2011 Pazar

****İLK DOĞUMGÜNÜ PARTİMİZ****



1 ay gecikmeli de olsa Barış'ımın doğumgünü partisini verdim. Daha önce de anlatmıştım Barış'ın doğumgünü taşınma dönemine denk gelince zamanında yapamadım diye.. Aslında 4 Şubatta ablamlar ve abim buradayken bizim aile ile kutladık annemlerde, 5'inde de Fatih'in ailesi ile kutladık. Bu sefer dee hem ev görme hem de doğumgünü şeklinde kutladık 5 Martta arkadaşlarımla...Gerçi başka arkadaşlarımı da çağıracaktım ama çoluk çocuk kutlamak daha iyi olur diye düşündüm, bir de işin ucunda ev görme de olunca...




Sağolsun annem ve kayınvalidemin yardımları ile güzel bir sofra kurdum.Ve de Liva'dan 1 sayısı şeklinde şeker hamurundan yapılma üzerinde bulutlardan salıncak yapmış sallanan bir erkek çocuğunun olduğu, aşağısının da çiçekler,arılar, uğur böcekleri, çimlerle süslü olduğu bir pastaaaa....bence pastamız çok güzeldi.şahsen ben bayıldım:)


ve konuklarıma hediye olarak internetten sipariş verdiğim süslü kuzucuklar magnetli buzdolabı süsü ile üzerinde Barış'ın resmi olan ve 'Barış 1 yaşında' yazan mavi organze kumaştan yapılma kesenin içinde kokulu sabun...üzerinde de mavi boncuğu var. sipariş ederken çok heyecanlanmıştım, gelince de çok beğendim. Çok şık, çok özenli...herhalde ilk olarak sabunu görseydim magneti yaptırırmıydım bilmem...çok hoş bir anı oldu bence...


Güldük eğlendik, yedik içtik, bol bol fotograf ve video çekimi yaptık...Barış'ın ilk yaş gününü güzel bir şekilde tamamladık, darısı daha nice sağlıklı ve mutlu dogumgünlerine... Gerçi gününde olsa ve tüm dostlarımı çağırsam daha süper olurdu ama artık kısmet diş hediğine :)))




19 Mart 2011 Cumartesi

aylar sonra sinema...'Aşk Tesadüfleri Sever'


Tam 16 ay olmuş... En son 1 Ocak 2010 Yahşi Batı filmini izlemiştik, karnım burnumda, ayaklarım şiş, ayaklarıma tabure gibi birşey aramıştı fellik fellik Fatihcim...Kırık bir koltuk parçasını tabure niyetine kullanmıştım, öyle şiştim ki, aşağı sallandıramıyordum ayaklarımı, feci ağrıyordu...

Nerden nereye...Önce her seferinde gitmeye niyetlendiğim ama her seferinde de Barış'ı bırakmak istemediğimden gidemediğim kızların gün münasebeti nedeniyle aylık düzenledikleri buluşmaya gittim, sonrasında da sinemaya...

Barış'ı babaanneye bıraktık, evi yaptırma döneminde cumartesi mecburen bırakmak zorunda kaldığımızdan artık daha rahat bir şekilde bıraktım ama içimdeki rahatsızlık eskisi gibi yoğun olmasa da beni yanlız bırakmadı. Bir taraftan da artık kendime de zaman ayırmam gerektiğini söyleyip duruyorum ama yine de zaten hafta içi görmüyorum 2 günümüz var onda da çocuğumu bırakıyorum diye vicdan yapıyorum. Ama ruh hali düzgün, kendine zaman ayıran bir anne her zaman daha iyidir di mi ama ..

Neyse filme gelecek olursak, gerçekten çok güzeldi. Konu, anlatım, Mehmet Günsür :) Ağladım hatta :) Uzun lafın kısası aylar sonra sinemaya gitmek bana çok çok iyi geldi.