Balkabağım benim:)

27 Haziran 2011 Pazartesi

ilk traşımızı olduk :)





Dün yani 26 Haziran Pazar günü, Barış ilk saç traşını oldu :))

Saçları doğduğundan beri çok uzamadığından(sadece tepesinde ve kafasının arka kısmında bir tutam şeklinde uzamıştı) saçlarını gürleştirmek maksatlı kestirmeye karar verdik.Başta karşı çıkıyordum nasıl olacak öyle makinayla falan diye, ama "öncelikle makasla bayağı bir kısaltıralım makinaya sonra vurdururuz" deyince Fatih aklıma yattı hem arabalı koltuk da getirmişler çocuklar için... Neyse böylece Fatih'in berberinin yolunu tuttuk, tabi ki elimde kamerayla:)))

Gerçekten de çok şirin bir arabalı koltukta, hiç de ummadığımız şekilde, gayet cool, gayet sakin bir havada traşını oldu oğluşum, ne ağladı ne de korktu. Biz de öyle mutlu olduk ki..Traştan sonra sanki iyice bir erkek oldu :)) yakışıklı oğlum benim.. Sağlıklar sıhhatler olsun annecim...

4.DİŞ

(5 Haziran 2011)

18 Haziran 2011 cumartesi itibari ile sürekli kabarık kabarık ve her an çıkmaya hazır bekleyip de bir türlü uç vermeyen sağ üst ön dişimiz de çıkmış bulunuyor ve bu bir haftada inanılmaz hızlı uzadı.... öyle şeker oldu ki...maşallah benim oğlumaaaa...

20 Haziran 2011 Pazartesi

19 Mayıs tatil-3

(dönüş yolu)
(21 Mayıs, maşallah benim kuzuma)

19 Mayıs tatili-2

(21 Mayıs)
(21 Mayıs, RedKit Barış Daltonların arasında :)))
(20 Mayıs)
(20 Mayıs)
(20 Mayıs)

19 Mayıs tatili-1

(O elmayı da seni de yerim yerim yerim:))
(20 Mayıs, çok tatlısınızzzzz)
(20 Mayıs)
(19 Mayıs)
(gidiş yolu, Afyon Mado)

Bir baktım, o kadar şey yaşayınca tatili yazmayı unutmuşum. Araya babamın rahatsızlığı girdi. 2 hafta hastanede kaldı aslında hemen çıkacaktı ama doktor yakını olunca check-up yapıldı neyseki herşey yolunda çok şükür.

19 mayıs tatilinde Amara otellerinin denemediğimiz tek oteli olan Amara Clup Naturel'e gittik, Kemer'de. Gittiğimiz Amara'lar içinde sıralamada sonuncu olur ama yemekleri ve doğası harika bir tatil köyüydü. Barış'ı bol bol gezdirdik, bol bol koştu eğlendi, deşarj oldu, ağaçlara sarıldı, çimleri yoldu, kaydıraklardan kaydı, salıncakta sallandı, hamakta yattı, denize girme dışında(çünkü bizim için bile soğuktu gerçi biz her koşulda karı koca denize girmeden edemeyiz) bütün aktiviteleri gerçekleştirdi.

Tatil Barış için çok iyi oldu. Giderken erken çıktığımızdan yolun yarısında uyudu ama dönüş yolu Barış'la oldukça yorucu oldu.Çünkü artık hiç yerinde oturmak istemiyor...

Sonuçta tatil iyi geldi, gerçi tatilin adı bile rahatlamaya yeter ama "denizzzzzz" bak işte o bambaşka birşeyyy.....

İlk ev kazası ve ilk yanık:(((


16 Mayıs 2011 pazartesi, Barış kapı çalınca koşmaya başlayıp koridordaki terliklere takılıp girişteki fortmantonun kenarına ağzını ve burnunu çarpmış, çooook ağlamış öyle ki bakıcısının omzu kan olmuş azıcık olsa da çok kötü oldum. Allah beterinden saklasın dedim, akşama baktığımda görünürde bişey yoktu çok şükür .

Ama elini yakması, içimi de yaktı 13 haziran pazartesi eve geldik bir öğrendik ki Barış elini yakmış. Başında bakıcısı ve babannesi olmasına rağmen yerinde hiç durmadığından ütünün ısınmasını beklerken Serpil (bakıcı ama babaanne gelince ütü falan yaptığından) Barış odaya dalmış ve ütüyü kaptığı gibi elini değdirmiş. Kuzucuğumun eli hemen su toplamış, ama ne ağlamış. Babaenne ve bakıcı çok telaşlanmışlar hemen buz koymuşlar, bana da haber vermemişler iyice endişelenmeyeyim diye, dedeyi aramışlar. Dedemiz doktor çünkü. Dedeyi görünce neyseki sakinlemiş Barış. Dedesi onu alıp parka gidince ağlaması durmuş. Ama kaç gün oldu yeni kurudu bebeğimin elindeki su toplaması. Parmakları bile su toplamıştı yeni yeni soyuldu. Bir de eli yandığı gün biz gelince bize ütüyü şikayet eder gibi kucağımdan hızla inip ütüye koşup ütüyü göstermesi yok mu, ve ilk gün elini kapatmadan tutuşu, ahh kurban olurum.. kötü bir tecrübe oldu ama hala ütüye koşamaya devam ediyor bizim yaramaz.. Neyse Allahım saklasın beklesin kuzucuğumu, Allahıma emanet....

ateşlendik ama çok şükür çabuk atlattık-ATOPİK DERMATİT

(4 haziran, ofsayt vermeden güzel bir nü çalışması olmuş:)) hastayım senin o parmağını ağzına koyuşuna, oyyyyyyyy..)

15 Haziran Çarşamba gününü perşembeye bağlayan gece Barış her zamanki gibi çok sık aralıklarla uyandı ve ben her seferinde emzirmemek için uğraşmama rağmen yenik düştüm. Sabaha karşı hissettim, biraz ateşi vardı. Sabah kalktığımızda da ölçtüm 37,4'tü. Bakıcıya emanet edip çıkacağımdan öğlen arası gelene kadar ateşi kontrol altında tutalım diye Calpol verdik. Keyfi yerinde ama iştahsızdı. Gerçi sürekli iştahsız ama. Öğlen geldiğimde ateşi 37,9'a çıkmıştı ve burnu akmaya başlamıştı.

Yine Calpol verdim, ince giydirdim, akşama da erkenden çıkıp eve geldim ben yokken de halası ve babannesi ateşini sürekli kontrol ediyorlardı merak etme 37,5 fazla ateşi yok dediler. Ben eve geldiğimde uyuyordu. Uyandığında bir baktım ateşi olmuş 38,8, hemen suya soktum. Baktım geçmiyor, doktorumuz söylemişti yarım ölçek İbufen verdim. 1 saat içinde ateşi düştü. O gece burun akması dışında şikayeti olmadı, bütün gece aralıklarla ateşini ölçtüm. Neyse ki bir daha çıkmadı. Cuma günü de erkenden olan duruşmamı halledip eve gittim, 3 saate yakın yanındaydım. Çok şükür ateşi bir daha çıkmadı. Burun akıntısı da iki-üç gün sürdü.

Akşamına Murat hocaya gittik. Aslında gitme sebebimiz Barış'ın kollarında olan atopik dermatit içindi. Barış doğduğunda kollarının üstünde ve yanaklarında(kulaklarının önünde olan kısımda) pullanmalar vardı. Güvenin doktoruna götürüyorduk ilk zamanlar. Bize hemen kortizonlu krem kullandırmıştı. Şimdi düşündükçe çok kızıyorum, hem o doktora hem kendime. Neyse Murat hocaya 4,5aylıktan itibaren gitmeye başladığımızda hoca bunun atopik dermatit olduğunu, ailede cilt hassasiyeti olan birilerinin olup olmadığını sormuştu, biz de Fatih'in cilt hassasiyetinin olduğunu söylemiştik. O zaman Murat hoca bize " bunun için yapılacak birşeyin olmadığını, zamanla kaybolacağını, bu bölgenin sürekli nemli tutulması gerektiğini söyledi." Ama son zamanlarda özellikle son 1 aydır Barış kolunu kaşımaya başladı. Ama ne kaşıma, resmen kanatırcasına.. Geceleri uykuda bile kaşımaya başladı. Pijamasının üstünden de. Üzerini değiştiremez olduk. Hooppp direk kolunu yakalayıp kaşımak istiyordu. Yaz da geliyor nasıl kısa kollu giydireceğim diye endişe ediyordum. Hatta tatile gittiğimizde kısa kollu giydiremedim, resmen tik olmuştu Barış'ta kolu görünce kaşıyordu.

Bunları hocaya anlatınca alerji testi yapalım dedi. 4 Haziranda alerji testi yapıldı. Çikolataya, köpek tüyüne ve kavak polenine alerjisi çıktı. Gerçi tek artı çıktı tüm sonuçlar, hemşire alerji değil duyarlılığı var demişti. Ama hoca bebek olduğu için üç artı çıkmasına gerek yok bu da alerji demektir dedi. Krem verdi (Fenitsil jel) bunu kullanın 2 gün, geçmezse 5 gün Atarax şurup kullanın dedi. (günde üç kere 1 tatlı kaşığı) Geçmezse sonrasında tekrar göreyim, o zaman kortizonlu krem kullanırız dedi.

Kremi kullandık, geçmeyince Atarax şurubu kullandık. Atarax kullanmaya başlayacağımız gün çok komikti. Halamız doktor olduğundan bu şurup Barış'ı sabaha kadar uyutur, uyanmazsa arada kaldırın emzirin falan dedi. Biz tabi Fatih'le çok acayibiz , Barış hiç uyumaz, alışık değiliz ya uyursa falan, aaa yoksa biz de mi uyuyacağız diye bi heyecanlandık, bi garip olduk. Besmele çekerek içirdik şurubu..Çok komikti halimiz.. Saat 21.00, bir saat oldu Barış kalkmaz, iki oldu, aman allahım bu da ne.. neyse 3. saatin sonunda kalktı.. dedik ki hep böyle olacak. Ama Atarax falan fayda etmedi Barış'ın uykusuzluğuna sabaha kadar periyodik kalkmalarına devam etti. Sonraki akşam şurubu verdik 45 dakika sonra kalktı. Biz de dedik ki, "peeessssss atarax matarax işlemez bizim oğlana" Zaten de öyle oldu.

Doktora cuma günü gidecektik atopik dermatit için, ateşlenmede üstüne geldi. Doktorumuz hafif viral bişey önemli değil, kulağında da biraz kızarıklık var ama endişelenmeyin, dişleri de çok kabarmış, o da ateş yapar dedi. Ateşlenince burnunun gözünün altına doğru olan alanında döküntüler olmuştu, bu da ateşten ve dişten dedi. Kolundaki de kurumuş bize göre, ama hoca geçmemiş dedi ve kortizonlu bir krem verdi. Henüz onu kullanmadım. Çünkü hoca daha önce atopik dermatit için yazın geçebilir demişti. Biraz bekleyeceğim. Dediği çıkarsa 2-2,5 yaşa tamamen geçecekmiş. İnşallah.