Balkabağım benim:)

21 Ağustos 2011 Pazar

Barış'la Bodrum tatili ve heyecanlı dönüş maceramız

(5 Ağustos, Milas Havaalanı, dönüş)





(4 Ağustos)






(2 Ağustos)







(2 Ağustos)









(2 Ağustos)



Bu sene bayramda Antalyada yazlıkta olacağımızdan tatilde Antalya dışında başka bir yere gidelim dedik ve Magiclife Sarıgerme'yi çok istememize rağmen olmayınca, Vogaye Bodrum Torba'da karar kıldık. O kadar yolu Barış'la arabada mümkün değil geçiremeyeceğimiz için gözümüzü karartıp uçak yolculuğu yapalım dedik. Gidiş güzeldi, 8.15 uçağı, hemen Bodrumdaydık, otele geldiğimizde 11.00 di saat ve yolda Barış uyuduğundan sorun olmadı. Amaaaaaa..... dönüş tam bir kabustu, gerçi daha kötüsü de olabilirdi, öyle düşünmek lazım. Havaalanına gittiğimizde (odayı 12.00 de boşalttığımız ve uçağın da 20.50 olduğu düşünülürse saat 19.00 a kadar otelde zaman geçirmenin verdiği yorgunlukla) rötar olduğunu öğrendik, 15 dakika dendi ama uçağa biniş 21.30'u buldu. Uçağın içinde tam 1 saat bekletildikten ve bir sürü kavga gürültü yaşandıktan sonra (çünkü açıklama da yapılmıyordu, insanlar bağırmaya başlayınca kaptan açıkladı uçak arızalı istanbulla çözmeye çalışılıyor ) uçağın bu hali ile kalkamayacağı söylendi. Zaten uçağa merdiven yanaşınca anladık olanları. Allahtan Barış saat 22.00 gibi uçağın içinde uyudu. Bu sefer hurra toparlan, Barış'ı battaniyelere sar, eşyalarını Barış'ın arabasını al, havaalanına.Arabasına koyduk Barış'ı ama baston araba olduğundan çocuğum çok rahat değil, bir de soğuk mu soğuk, açmışlar klimaları. Kapattırdık klimayı ama sefillik diz boyu, insanlar kumanya kuyruğunda. Neymiş efendim Ankara'dan uçak kalkacakmış, gelip bizi alacakmış. Bunca saat nasıl geçer diye düşünürken, bebekli yolcuları CIP salonuna alacakları söylendi ve o salona geçtik ve Barış'ı kanepeye uzattım da rahat ettim. Sonrasında 01.00 gibi uçağa alınıp, 1.30 gibi kalktık, eve geldiğimizde saat 3.00'tü nerdeyse.



Kötü bir dönüş yolculuğu oldu ama iyi tarafından bakmak lazım, uçak havadayken daha kötü şeyler yaşayabilirdik, buna şükür, sağ salim geldik.



Tatile gelince, cumartesi pazarları da sayarsak oğlumla 9 gün doya doya geçirdiğim için çok güzeldi. Bodrum kısmı ise Barış için tam bir detoks kampı gibi oldu:) Hiç bir şey yemedi nerdeyse, sadece karpuz ve dondurma. Kesin zayıfladı da... Ha unutmadan, bir de kum yedi şaşkın oğlum benim, sahilde en sevdiği şey kumları iki eli ile avuçlayıp sonra aşağı bırakmak, tadına da bakıyordu tabi... Her zaman olduğu gibi denizden büyük keyif aldı. Sabah ve akşamüzeri 17,18 gibi soktuk denize. Biz onun peşinde dolaşmaktan tatilden ve denizden birşey anlamadık ama olsun, onun keyif alması herşeye bedeldi.

3 yorum:

  1. Barış kuzumla beraber sen de detoks kampındaydın sanırım. Yeter artık kilo vermeeeeeee ( Kıskanıyor muyum neyim ? )
    Ya gerçekten ben de istiyorum detoks kampı :)Valla bana dur diyen biri olmazsa aldım başımı gidiyorum sorma.
    Bu arada ben bu kuzuyu yiyecem bir ara hatırlat :)

    YanıtlaSil
  2. yok yok durdu artık vermiyorum kilo, sabitledim:) böyle vereceksen de verme zaten kilo falan, çok yorucu...kendini de zorlama, senin işin o kadar zor ki kendine bakman lazım, kolay mı aynı anda iki çocuk büyütmek.. ve zaten her halin ayrı güzel, canım arkadaşım, öpüyorum güzel sarı yeşil gözlerinden...

    YanıtlaSil
  3. paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil